Nedensizlik
Yanılmıyorsam, herkes bir şeylerin nedenini, sebebini ve sonucunu merak eder. İnanıyorum ki herkesin bir neden aradığını hatta bulmak istediği 'Neden' kavramına ulaşana dek kendi bilinçsizliklerine aşırı anlamlı ve/veya anlamsuız (tepkisiz) yaklaşır. Hayatımızdaki en büyük neden yaratılışımız mı ya da neden doğduğumuz mu?
Basit örneklerden ilerleyelim, neden bazı günleri sevmeyiz? Ya da neden bazı günleri diğer günlerden daha çok severiz? ‘Neden’ sorusunu kendinize ne kadar soruyorsunuz? Her şeyin bir temeli olduğu gibi 'Nedenin' ve 'Nedensizliğin' de bir temeli olduğunu düşündünüz mü? Bir işci arı, neden kraliçesine bağlıdır? Neden sorusu hayatımız her saniyesini doldurabilecek kadar sonsuzdur.
Bazı nedenlerin, nedenleri var!
Ama nedensizliğin bir nedenini insan nasıl çözümler? Nasıl bunu kendisine yedirir? Çok absürt bir örnek bulun! Benim örneğim; Tanrı neden bazıları için var, bazıları içinse neden yok? Bir takım insan hiç görmediği, duyu organlarının bir tanesi ile dahi hissetmediği bir varlığı kabul edebiliyor. Bir takım insan, duyu organlarının algılamadığı, kanıt bulunamadığı; Ama insanların inandığı ve arayışta olduğu varlığı kabullenmiyor ve inanmıyor. Tanrıya inanan insanların büyük çoğunluğu (belki küçük çoğunluğu) nedensizliklere cevap verildiği ve bir neden bulunduğu için inanıyor.
‘Neden’ veya ‘Nedensizlik’ İlkesini Tartışmanın Anlamı Yok!
Şimdi 'Neden' ilkesi ve 'Nedensizlik' ilkesinin büyüklüğünü tartışmamızın bir anlamı olmadığını sanırım herkes anladı. Bir insanın nedensizliğe bulduğu cevabının Tanrı’yı doğurabileceğini düşünebilir miydiniz? İlk insanlar gibi düşünelim ve sorumuzu öyle soralım. Güneş nasıl öyle durabiliyor? Nasıl bizi ısıtabiliyor? Nasıl bu kadar ışıltılı ve ne zaman gözükeceğini, ne zaman çıkabileceğini biliyor? Çünkü; bir sistemi var ve o sistemi kontrol eden bir ilah var. Ama nasıl?
Hemen nedenlerimize ve nedensizliklerimize cevap bulduk! Hem de hiçbir bilgi vermeden, aydınlatmadan. Peki Tanrı’ya inanmayanlar neden inanmıyor? Çünkü onlarında 'Nedensizliklere' bulduğu cevapları var. Neden ve nedensizliklerin bu denli önemli olabileceğini, belki bir kelebek görüp ‘Acaba neden bu kadar renkli? Neden diğer böceklerden daha çekici ve hoş?’ gibi sorular sorduğunuz an, zehrin nerelere kadar gidebileceğini ve buna sadece küçücük bir kelebeğin neden olabileceğini düşünmek, beni çıldırtıyor!
İnsanın hayatı boyunca arayış içerisinde olduğunu sanırım bugün hepimiz biliyoruz, arayışınızın bile (o) ömrünüzü adadığınız bir tek arayışınızın dahi bir nedeni, bir nedensizliği olduğunu bilmek, kanımı donduruyor. Nasıl bir kavram insanın hayatının temelini bu kadar etkiler? Neden?!. Gerçekten hem komik hem ilgi çekici. İnsan var olduğu sürece bir 'Neden' ve bir 'Nedensizlikle' karşılaşacak. Bir önceki yazımda, sohbetimizde sizlere insanın yalnızlığının bir çıkmaz olduğunu söylemiş ve belirtmeye çalışmıştım. Haftalar sonra okuyucularımla, böyle bir konu ile tekrar döndüm ve sohbet etmek istedim.
Nereye Varmalıyız!
Hayatınızdaki en küçük nesneyi, en küçük neyiniz var ise sorgulayın. O kadar uçuk ve o kadar sonsuz ki; bir insanın ömrünü adayacağı neden, nedensizlikten doğuyor ve bir nedensizlik size ömrünüzü harcatıyor. Ömrünüz ne kadar eder? Nedensizliklerinize 'Neden' olanın 'Nedeni' nedir? İnsan ömrü tıpkı bir ‘Nar’ gibidir. Evet tıpkı bir 'Nar'. Her tanesine bir neden sığar. Bir tanesinin nedensizliği, tüm tanelerin nedenini mahveder. İşte ömür sizin, her tanesi sizin ve ölene kadar, her tanesine mahkumsunuz. Neden mi? 'Nedensizliğin' yüzüne...
Tepkiniz Nedir?