İnsan ve Yalnızlık
İnsanın doğumundan ölümüne kadar, yaşayacağı ya da yaşatacağı şeyler; her zaman insanı kendi yalnızlığına iter.
İnsan olmanın getirdiği yalnızlığı bir kaç yalnız cümlelerle, sizlere ve kendime aktaracağım. Öncelikle bazı insanlar yalnızlığı reddedecektir, bu insanın doğasıyla verilebilecek en kaybedilesi savaştır. Neden mi? Hayatınız da kimini özensiz ve sırf yalnızlığınız için aldığınız diğer insanları; tatmin olma duyumuz ve arzumuzla alırız. Bu durum ne kadar içler acısı değil mi? Yalnızlığınızı bile isteye, onu kabullenerek hayatınıza birilerini alıyorsunuz ve yalnızlığınızla savaşmayı düşünüyorsunuz. Gülünç doğrusu. Peki özenle ve yalnızlığınızın dışa vurumu yerine; mantık ve duygusal yönde birilerini hayatınıza almanız durumunu sorgulayacağınızı biliyorum, en azından sorgulamanız gerekeni ben söyleyeyim dedim.
Bu kişiler (halk arasında doğru insan) hayatınızın bir çok yerini doldurabilir ve büyük ölçü de bizleri tatmin edebilir. Peki bu 'Doğru kişi' bizlerin yalnızlığına çözüm mü? Hayır değil! Çünkü: Bu sefer de o insanla olan yalnızlık durumuyla karşı karşıya kalacaksınız. Nedir bu o insanla yalnızlık durumu? İster istemez bir yerden ve/veya zamandan sonra kendinize kaçacaksınız, her vakit bulmanıza yalnız olmayan tarafınızı sorgulayacaksınız. Bunun bir çok sebebi vardır; doğru insan tercihimiz en büyük yanlışımız olabilir, bizler yalnızlığımızı boğmak için bir başka yalnız kişileri seçmiş olabiliriz. Yani; portakalı portakal kabuğu ile tehdit etmeyle aynı sonuç. Yalnızlığa karşı koyacağınız eylemleri ne kadar doğru ya da ne kadar yanlış olanı seçerseniz seçin sonuç hep hüsran, hep yalnızlıkla sonuçlanacaktır. 'Yalnızlık ve tanrı' ilişkisi üzerine değinecek olursak: Tanrıyı insan ihtiyaçları ve insani duyguların üzerine tutmak insanın kendisine bırakılması gereken bir durum olduğunu vurgulamadan duramayacağım.
Tanrı insanın bir çok boşluğunu dolduracağı ihtiyaç, duygu, görüş, anlam vs gibi insan olgusunu tamamlamasını sağladığını kabullenmemek bir sığ görüş, bayağı görmek gerekir. İnsan yalnızlığını 'doğru kişi,' 'yanlış kişi' dışında tanrıyı da bu noktaya (yalnızlıkla savaş) koyduğunu, koyacağını unutmamalıyız. Bu yalnızlıkla olan savaşın insan tarafından denenen (doğru kişi, yanlış kişiler gibi uzun cümleler kurmamak adına) kişilerin ardından; çözüm olarak kullandığı son çıkış kapısıdır. Yalnızlığı ile tanrıya sığınan kimselerin oldukça kendilerini tatmin ettiğini söylemeliyim. Çünkü; tanrı yapısal olarak insanın yalnızlığını temsil eder. Tanrıyı tıpkı kendimiz gibi görürüz. Tanrı tektir, tanrı yalnızdır. İnsan tek bilinçlidir, insan etrafına rağmen yalnızdır. Sadece bu benzerlik bile insanın tanrıya sığınmasına yeterli olur ama biz ne demiştik?
'Bir yerden sonra kendinize kaçacaksınız.'
Çünkü; insanın doğası olan yalnızlığa çare gördüğü 'kişiler' en fazla kabuk tutmayacak olan yaraya pansuman yapmaktır hatta ağrılarınıza ağrı kesici kullanmaktır. Peki 'kişiler' bu benzetmeye yakışıyor iken neden tanrı bizler için daha tatminkar sonuç almamızı sağlasın? Benzetmeden edemeyeceğim. Tanrıyı yalnızlığınızla olan savaşınız da kullanmanız; bir gün sonumuz olan ölümü kabullenmemekle aynıdır. Öleceksiniz, yalnız kalacaksınız. Bu yazı insanoğlu için hiçbir olumlu yön taşımamaktadır!
Tepkiniz Nedir?